21 Aralık 2013 Cumartesi

Fotolarla 2013...

National Geographic 2013 yılının en iyi fotolarını seçmiş. Bunlardan bir tanesi su yüzeyine çıkmak üzere olan Kutup Ayısı. Asya'nın halihazırdaki uluslararası siyasi durumunu(Kutup Ayısı=Rusya) anlatmak için daha iyisi olamazdı sanırım :D.

Paul-Souders-USA-The-Water-Bear

Ve bir tane de NSA dinleme skandalının pençesindeki devletler için gelsin. Örümceğin ağına takılan bir kuş!(Güvercin olsa tam olurmuş.)

Isak-Pretorius-South-Africa-Sticky-Situation

Zeitgeist(Çağın Ruhu) Reklamlar!?

Profesyonellerin aklından geçen "Üçkağıt"ları anlatan Turkcell reklamı...


Ve "Kirli Çamaşır"ların nasıl temizleneceğini anlatan Profilo reklamı...



Sizce çağın ruhu nedir :D...

13 Aralık 2013 Cuma

Mum Işığında, Ocak Ateşinde... İleriye Hep İleriye!

Mısır'a karı yağdırdıktan sonra gelelim kendi derdimize.

Murphy'nin kuralları işlemeye başladı mı gerisi gelir. Kötü haber haber üzerine. Elektrik kesintileri kapıya dayanmış! Sıcaklığın sert düşüşü nedeniyle doğalgaz santrallerinin kapasiteleri yetmediği için ilerleyen günlerde büyük şehirlerde elektrik kesintileri baş gösterecekmiş.Yandı keten helvası...

Sistem bize kendisini hatırlatmanın yolunu ne güzel de bulmuş. Gerçi elektrik kesildiğinde ilk aklımıza gelecek şey internete nasıl bağlanırız olur, ancak soğuk kesmeye başladığında kombilerin de elektrikle çalıştığını filan hatırlarız!?

"Good Morning After Supper"

Nokta!

Bahtsız Devenin Kafasına Çölde Kar Yağarmış

Rusya, Ukrayna, Suriye, İsrail, Araplar derken "kar"ı Mısır'a yağdırdık sonunda. Temmuz ayında darbe ile yönetimin değiştiği Mısır'da sular donar mı acaba :D...

Ankara bir haftadır soğukla, İstanbul'da bir kaç gün kar ile boğuştu, soğuk bitmiş değil Aralık ayındayız ve deyim yerindeyse kesiyor...

2-3 hafta öncesine kadar süt liman olan havalar kötü bozdu!

Yalnız üşüyen sadece biz değiliz, Mısır'da "kar"dan nasibini almış! 


Küresel ısınma dediler durdular ve şimdi de bunun etkilerini donarak görme günleri geldi anlaşılan. Soğuk sadece bizleri değil Orta Doğu'lu komşularımızı da öpmeye başlamış çoktan!

Okuyucu Dünya'nın bu gidişi gidiş değil demedi deme. İnsanoğlu artık fosil yakıtlardan elini çekmeli ve çevreye gereken önemi vermeli, yoksa kesecek soğuk, yakacak sıcak!

Ve bu durumdan kimse münezzeh değil... 

Gelen mesaj böyle :).

Ağır Abi Yüzünü Çin'e Dönemez Mi?

FP çok acımasız analizler yapmaya başlamış son zamanlarda, biraz da heyecanlı analizlerinde...

Analizci arkadaş; Rusya Ukrayna ilişkilerini gömmüş üzerinde tepiniyor, bunu yaparken de Avrupa'nın İngiltere ile birlikte enerji bağımsızlığını yüksek sesle haykırıyor..."FREEEDOOMM"..

Ukrayna'nın Rus gazına ihtiyacı yok diyor, bir yandan da veriyor "gazı" Ukrayna'ya...

Desenize Putin bizim Gizem'i boşuna bırakmamış. Arctic düştüğü gibi Ukrik'de düşmüş aslında!

Şaka bir yana Avrupa Ukrayna üzerinden Putin Abi'ye kafa tutuyor son bir aydır ve görünen o ki başarılı da oluyor! Tabi bu arada olan Yanukoviç'e oluyor adam da düşmüş kavganın içine elden ne gelir??

Makale "full of" Avrupa'nın enerji arz portföyünü nasıl geliştirdiğini anlatmış ve Rusya'ya rest çekmiş!Hadi koçum başka kapıya demiş, bize ekonominle, kültürünle, yetiştirdiğin insan kalitesiyle gel, Allah'ın verdiği petrolden başka bir numaran yok demiş, bir anlamda. Tabi Avrupa'nın enerji konusunda ne kadar bağımsız olduğunu tam olarak bilemeyiz bunu gelecek gösterecek bizlere, ama şu da bir gerçek ki bu blöf birden Putin'in aklını başına getirip, artık bizim de ekonomiyi çeşitlendirmemiz ve 3 çocuk yapmamız gerek demesine neden olmuş!

Avrupa her ne kadar enerji konusunda bağımsızlığını elde etmeye çalışsa da, Putin'in gazına başka talipler de var aslında; Mesela Çin?


Silah Sadece Silah Değil(di)r!

Arap din kardeşlerimiz $1 milyar'lık ABD silahı alımı yapmışlar. Güzel günlerde kullanmaları dileği ile.
FP'de ki habere göre 15.000 tane tank savar füze! Sanırım Kenya'lılar AK-47 entegre edilmiş Skoda'dan bozma "tank"ımsılarla Arabistanı işgal edecekler! İşin şakası bir yana, dün ABD ve AB Suriyeli muhaliflere silah yardımını kesti. Asparagas mı bilinmez ama bir ara da ÖSO komutanı öldürüldü haberi çıktı.

Suriye meselesi Cenevre-2 konferansına kilitli. Ne var ki ABD'nin Orta Doğu ve Afrika'dan çekildiği bir gerçek. Bu çekilme; Orta Doğu İran ve Rusya'ya, Afrika Fransa ve BM'ye teslim edilerek devam edecek.Evet ne dediğinizi duyar gibiyim peki ya Araplar, ya İsrailliler??

İsrail yolunu bulur ama Araplar köşeye sıkışıyorlar, ya da silah almaya ikna oluyorlar mı desek!

FP yorumcusu arkadaş ABD'den silah aldığınızda sadece silah almaz aynı zamanda ilişki de satın alırsınız demiş. Geçmişte öyleydi acaba günümüzde de öyle olacak mı?

Hesap ver! Wullf

Almanya Federal Parlementer Cumhuriyet ile yönetilen bir ülke. Yani devletin tepesi Cumhurbaşkanı oluyor; Adamın görevi devleti temsil etmek ve bir dizi denetleme mekanizmasını işletmek, vs.
Habere gelelim...

Dün eski Cumhurbaşkanı'nın eşi Bayan Wullf ifade vermeye gitmiş!
Nereye mi?
Tabii ki kocasının duruşmasına!

Evet yanlış duymadınız Almanya, Eski Cumhurbaşkanı'nı yargılıyor! Devlet bağırsaklarını temizliyor abi...

Adamın suçu ne mi?

Adamın suçu büyük!

Vakti zamanında bir Octoberfest'te karısı ve yakın arkadaşı ile yediği akşam yemeği hesabının 700 Euro'luk kısmını yönetmen olan arkadaşı ödemiş. İddia o ki, bu rüşvet üzerinden Eski CB, yönetmen arkadaşının iş almasında yardımcı olmuş.

Büyük suç!

Nokta!

Almanya'daki ikili ilişkilerin hali ortada...

Sonra da deniliyor ki Almanlar çok soğuk insanlar :D

Madiba'nın Mirası

Geçen hafta efsanevi lider Mandela aramızdan ayrılmıştı. Bu konuda çok şey yazılıp çizildi, ne yanı açsak övgüler duygu selleri vardı. Cenazesine de tüm dünya liderleri katıldı. Hatta Obama Danimarka Başbakanı ile de baya yakın pozlar vermişti.
Ama cenaze sonrası düşen haber üzücü, şaşırtıcı ve düşündürücü idi!
Mandela'nın kızları - farklı eşlerinden olan kızları - Mandela'nın $110 milyon'luk mirasını paylaşamayıp mahkemelik olmuşlardı. 
Afrika'nın hali ortada, liderinin de hali ortadaymış! 
O kadar kısa süre görev yapmışsın -5 yıl- ve 27 yılın hapislerde geçmiş, adama demezler mi nereden geldi bu para??
Görünen o ki Madiba, Dünya'ya sadece dostluk, barış falan filan bırakmamış!! 
Popüler figürlük çağımızın en şeytani tuzağı olsa gerek!

Kuzey Kore: Bir Deli Oğlan!

Kuzey Kore kominizm altında yönetiliyor, ya da komunizimsi dikta diyelim. Son gelen haberler Devlet başkanının paranoyayı nereye vardırdığının boyutlarını anlamamız için birebir. Devlet başkanı babasının kardeşini idam ettirmiş; Gerekçe: "Vatan Hainliği"! Adam Kim Jong Un'dan sonra Kuzey Kore'deki en güçlü adammış!

Uzak Doğu'luların çözüm yöntemlerini çeşitlendirmeden Dünya'da yer edinmeleri zor!

AfriFransa

Afrika'da Paris yeniden demiştik. Asya-Pasifik'te Japonya-Çin, Orta Doğu'da İran-İsrail, Avrupa'da AB-Rusya kapışırken, Hollande Afrika'da sosyalizmi yeniden keşfediyor.
Fransa'yı NATO gücü olarak 2011 yılı Ekim ayında Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinde gördük. 3 hafta kadar öncesinde Mali'ye asker gönderdi. Son olarak da Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki gerilimi düşürmek için asker gönderdiğini öğreniyoruz.

Ukrayna'ya AB(D) Freni

Son birkaç haftanın populer konusu Karadeniz komşmuz Ukrayna idi. Kiev'de bir yandan gösteriler devam ederken bir yandan da Yanukoviç ile Putin arasında görüşmeler devam ediyordu. Yanukoviç de son dönemin populer lideri ile anlaşacağını düşünecek olmuş olsa gerek ki, AB entegrasyonuna ilişkin anlaşmayı hızlı bir karar ile rafa kaldırıp Putin ve Çin'li dostları ile ilişkilerini ısındırmaya başlamıştı. Ama Ankara kadar soğuk olmasa da Kiev'deki gösterilerin havası da buna izin vermedi. Onca soğuğa, ve etrafındaki 10'larca örneğe rağmen Kiev'de protestolar son bulmadı aksine şiddetlendikçe şiddetlendi.

Hatta bir gün gazeteyi açtığımızda Lenin'in kopmuş başını bile gördük Ukraynalıların ellerinde. Ukraynalılar ne istiyor peki, ya da hadi diyelim Kiev meydanını dolduran gençler neyin peşinde?

Hızlı bir cevap AB üyesi bir ülkede yaşamak istiyorlar! Ancak daha da net ve olanı biteni tarihsel perspektiften anlamamızı sağlayan belki de doğruya en yakın cevap Belarus gibi olmak istemiyorlar.

Olaylar bu şekilde gelişirken Kiev'de göstericilere sert müdehale eden polis gücüne ilişkin AB'den aynı sertlikte bir uyarı geldi Yanukoviç'e ve akabinde de ABD'den aynı şekilde bir uyarı geldi. İki uyarıya Yanukoviç polisi geri çekerek tepki verdi. Bu durumdan cesaret alan göstericiler hafta sonu için toplanma çağrısı yapmışlar!

Benim ilk tahminim Ukrayna'nın Rusya yanında kalacağı yönünde olmuştu, şu an gelinen durum Yanukoviç'in geri adım attığını gösteriyor, bakalım sonrasında neler olacak? Yanukoviç AB anlaşmasını imzalamaya ikna edilebilecek mi?

11 Aralık 2013 Çarşamba

Nükleer Savaş Tehlikesi!

DW'deki habere bakalım...

Dünya Hekimler Birliği araştırma yaptırmış. nükleer savaş çıkarsa ne olur diye?!
Mesela, ya mesela diyorum Hindistan ile Pakistan arasında bir nükleer savaş olması durumunda bundan iki milyar insan etkilenirmiş. Düşünün iki milyar insan!

Ve; Bir milyar insan da hayatını kaybedebilirmiş!

Bu tür bir savaş sonrasında küresel gıda pazarı da sarsılacağından sadece Çin'de 1 milyar 300 milyon insan ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirmiş!

8 Aralık 2013 Pazar

LPG Zammı

Uluslararası enerji Ajansı başekonomisti Fatih Bey ABD'nin önümüzdeki dönemde Orta Doğu ilgisi hakkında şu tür şeyler söylüyor: 
“Amerika’nın bir yandan üretimini artırırken, öbür yandan da tüketimini düşüreceği-otomobillerin daha da verimli kullanılmasına yönelik çeşitli standartlardan ötürü- için 2020′lı yılların sonlarında dışa bağımlılığının hemen hemen sıfıra ineceğini düşünüyoruz. Bu da Orta Doğu’dan artık petrol ithal etme ihtiyacının kalmamasını sağlayacak”
Çok iyi haber! Petrol Bölge ülkelerine kalacak?
Mı derken, eklemiş: 
"Ancak ABD'nin piyasalara süreceği arz fazlasına karşın özellikle Asya ülkeleri kökenli talep artışı yüzünden petrol fiyatlarında bir düşüş beklenmemeli." 

İkili İlşkiler

ABD'nin İran ile yapmış olduğu mutabakat sonrasında oluşan tablodan rahatsız olan İsrailli ve Arap dostlarının gönlünü almaya çalışan bir ABD Başkanı var. Obama katıldığı konferanslarda katılımcılara yapılan mütabakat'ın içeriği ve şartlarını detaylı olarak anlatıyor.  Ne var ki yeni süreçte dikkat çekici bir gelişme oldu; İsrail Cumhurbaşkanı Perez Ruhani ile görüşmeye hazır olduğunu söylemiş

Mütabakat sonrası Netanyahu ABD'ye baya sert çıkmıştı, şimdi ise İsrail Devleti diplomasiyi iki koldan götürecekmiş gibi bir hava yaratıyor.  Bir yandan Araplarla İran'a karşı ittifak halindeki Netanyahu, diğer yandan İran'la ilişkileri normalleştiren Perez.

Bu durum planlanmış bir hedef mi? Yoksa mecburiyetler mi ağır basıyor? Bunun gelişmeler gösterecek!  Perez'in bu beyanatı diğer bölge ülkelerinde de yankı bulacaktır!

Orta Doğu genelinde oluşan tabloya baktığımızda ülkelerin, toplumların düşmanlıklarını minimuma indirme yönünde bir anda ortaya çıkan istekleri beni düşündürüyor ve ister istemez şüphelenmeme neden oluyor. Gün geçmiyor ki ittifaklar dağılıp yeni ittifaklar kuruluyor, ya da düşman denilenle barışılıyor ve ya verilen sözlerden dönülüyor. Sanki ortada bir yakan top var ve kimse de bunu tutmayı istemiyor gibi :D.

İlginç zamanlar!

Arap Saçı:Lübnan

Dünya'nın birçok bölgesi karışık ancak Orta Doğu apayrı karışık. Her geçen gün, Orta Doğu'da silahlı gruptan fazla başka bir şeyin olmadığını düşünmeye başlıyorum!

Haber'de Lübnan'da Suriye yakınındaki bölgenin ordu tarafından kontrol altına alındığından, ancak bölgedeki birçok silahlı grup arasındaki çatışmaların halen devam ettiğinden bahsedilmiş.

Ukrayna'da Yeni Devlet

Ukrayna'da muhaliflerin gösterileri devam ederken , garip gelişmeler de oluyor. Muhalifler hükümetin istifa etmemesi durumunda yeni bağımsız Kiev Yönetimi kuracaklarını ilan etmişler. Bunun yanında hapisteki muhalif lider Timoşenko'da ABD'ye yardım çağrısı yapmış.

Ayrıca bugün çıkan bir haberde Almanya Cumhurbaşkanı, Ukrayna'da yaşananlardan ötürü Rusya'yı protesto ederek Soçi Olimpiyatlarına katılmayacağını açıklmış.

Kapitalizmle Dans

Gazoz şişesinde bulduğu böcek üzerinden nemalanmak isterken, ters tepen şantajla mahkemelik olan ibretlik vatandaş. Traji ve de komik!

Allah var! Kapitalistler temiz çalışmış, bir Aikidocu gibi, gelen hamleyi misli ile sahibine iade etmişler. 3 yıl hapsi duyan çaresiz vatandaş da, koşmuş haber sitesine.

Tayland'dan Bir "Es"

Geçen hafta cuma günü doğum gününde Kral'ın verdiği dostluk ve kardeşlik mesajları -Kral, Tayland'lılar için dini bir önder gibi olsa da- muhalefeti kesmemiş olsa gerek. Habere göre muhalefet; Başbakan istifa etmezse toplu olarak meclisteki görevlerinden istifa edeceklerini söylemişler, yani başka bir değişle hükümete "Nota" vermişler. Körler sağırlar birbirini ağırlar durumu yani!

Tayland hakkındaki öngörülerimi aynen koruyorum. Tayland'ın "Kepazelik Kör Düğümü" ancak askeri müdahale ile çözülecektir. 

Maalesef demokrasi, onu kullanmayı ve anlamayı bilmeyenlerin elinde, sonu savaşa varan tehlikeli bir araç!

Okyanuslar Isındı, Salak!

Hava yeterince ısınmadı ama durun; Okyanuslar ısınıyor! Küresel ısınma verilerinin beklenenin altında gelmesinin nedeni Okyanusların ısınması olarak açıklanmış. Bakalım sular da yeterince ısınmazsa, nerelerin ısınıdığı anlatılacak 10 yıl sonra :D...

7 Aralık 2013 Cumartesi

Amerika ve "Yokluğu"

Son dönem Orta Doğu'daki gelişmelerin temelinde yatan ancak doğrudan dillendirilmeyen nedenlerinden bir tanesi de ABD'nin boşluğudur. Evet her ne kadar Suriye ve İran konularında Amerikalı Obama yer almış olsa da, bu hareketler diplomatik arabuluculuk ya da ilişkileri yeniden inşaa etme noktasının ötesine geçmemiştir. "Obamaca" çözülmüştür "ABDce" değil!

Çok değil bundan 5-6 ay kadar öncesinde Suriye konusunda ABD'den beklenen bölgeye NATO ile birlikte ya da tek başına bir askeri operasyon yapması idi. Ama gelinen noktada çoğu analizcinin ters köşe olmasına neden olan bir durumla karşı karşıyayız. Esat hala yerinde ve ABD İran ile 6 ay süreli geçici bir mutabakat imzaladı. Daha da ötesine bakacak olursak, ABD'nin tüm bunları kol kola girdiği Putin Rusya'sı ile birlikte yapmış olması.

Birleşik Devletler bu girişimleri, bölgedeki kadim müttefikleri olan İsrail ve Araplar'ın tepkisini çekme pahasına yapmıştır. Yaşanan gelişmeler sonrasında Rusya ve müttefiki İran bölgede ilişkileri yeniden yapılandırma işine girişmiş, bu durum da İsrail ve Arapların yalnızlaşmasına neden olacak bir tablo ortaya çıkartmıştır. 

Tablo incelendiğinde Rusya ve İran kontrolünde şekillenen yeni bir Orta Doğu'dan bahsetmek pek de yanlış sayılmaz. Elbette bunun karşısında İsrail ve Araplar'da birlikte adım atma kararı aldılar ancak yaşananlara Rusya ve İran kadar hazır olmadıkları da bir gerçek!

Bahreyn'de düzenlenen forumda ABD Savunma Bakanı Hagel tam da bu konuya değinmiş ve kadim dostlarına yalnız olmadıklarını hatırlatmış. Hagel ABD'nin her ne kadar bütçe açıklarından dolayı askeri harcamalarda kesintiye gitmiş olsa da bölgede hatırı sayılır miktarda askeri olduğunun altını çizmiş.

Ve asıl önemli konuya değinerek gelin size silah satalım siz de kendinizi güvende hissedin demiş! :D
Chuck Hagel, bu kaygıları gidermek üzere bölgenin güvenliğini güçlendirmeye yönelik yeni adımlar önerdi. Bunlar arasında hava kuvvetleri komutanlarının düzenli olarak toplanarak füze savunma sistemlerini ele alması ve altı üyeli Körfez İşbirliği Konseyi’ne Amerikan savunma sistemleri satın almasına izin verilmesi de yer alıyor.

Trablus'ta Şeriat

Libya Meclisi şeriatı yasamanın temel kaynağı kabul etmiş. Meclis bünyesinde oluşturulacak bir komite, yasaların tümünün şeriata uygunluğunu denetleyecekmiş.

Arap Baharı?! ile devrilen Kaddafi sonrası Libya'da işler her geçen gün daha da karışık hale geliyor. Merkezi hükümet dağıldıktan sonra ülkede aşiretler etkin olmuştu. Radikal islamcı örgütlerin eylemleri oluyordu, ABD Büyükelçiliği bombalanmış, hatta İstihbarat şefi bir kaç günlüğüne kaçırılmış, sonra salıverilmişti. Bakalım Arap Baharı meltemleri, diğer ülkelere neler getirecek?

Çin'de Havalar

Çin'de hava kirliliği tehlikeli boyutlara ulaşmış. Hava kirliliğinden dolayı ülkede birçok otoyol kapanmış, uçuşlar ertelenmiş. Çin'in iç ve doğu eyaletlerinde hava kirliliği nedeniyle turuncu alarm verilmiş, yani en kötünün biraz iyisi. Durum kritik! Ayrıca birkaç gündür Şanghay'da da hava kirliliğinin artması nedeniyle sanayi işletmelerinin birçoğunda üretime ara verilmesi kararı alınmış.

Konensiyonel kaynaklara dayanan üretimin geldiği noktayı görmemiz açısından önemli bir haber. Çevre kirliliği konusunda gelişmiş ülkeler tarafından Çin daha çok sıkıştırılacak önümüzdeki dönemlerde!

Biz kimiz?

Futbol ile ilgili araştırma yaparken bir spor klübünün biz kimiz kısmında yer alan ifadeler dikkatimi çekti, ifadeler şu şekilde: 
akhisarbelediyespor.com sitesinin amacı kimseye rakip olmak değil, ne haber siteleri, ne facebook sayfaları, ne diğer spor siteleri bizim rakibimiz. Bizim ziyaretçi kaygımız da yok. Sitenin herhangi bir yerinde reklam ya da ürün yerleştirme yok. Bu açıdan hiç bir ticari mantığımız ya da kaygımız yok. Amacımız Akhisarspor’u Akhisar kenti için hak ettiği yerlere getirmek. Kentimizin; takımlarımızla daha çok entegre olmasını sağlamaya çalışmak. Kimseye karşı art niyetli bir yaklaşımımız ya da mesafemiz yok.
Herkese eşit mesafedeyiz. Ancak tekrar belirtelim ki;bizim amacımız teknik anlamda habercilik yapmak değil. Taraftarların takımlarımızı takip ederken; kendi görüşlerini de dile getirebileceği ve beraberlik ruhunu güçlendirecek adımlar atmak. Umarım bunda başarılı olabiliriz. Bu başarı da ancak katılımcılar sayesinde olabilir. Bizi takip ederek, destekleyen herkese çok ama çok teşekkürler. Site açısından daha katılımcı bir yıl dileğiyle; 2013-2014 yılında Akhisar Belediye Spor’umuza  Süper Lig’de başarı ve kalıcı olma dileklerimizle.
Memleketin kafası karışık arkadaş!

6 Aralık 2013 Cuma

Nelson Mandela

Bugün Mandela öldü. Tüm gün Dünya gündemi Güney Afrika'lı liderle ilgili anlatılarla  doluydu. Mandela bizim ülkede, genel olarak 1992 yılında kendisine teklif edilen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nü almayı reddetmesi ile biliniyor. Konuyu biraz kurcaladığımda Güney Afrika  Tarihi sitesinde 1999 yılında Mandela'nın ödülü kabul ettiği belirtiliyor. Ancak  Atatürk Uluslararası Barış Ödülü sayfasında bu durumu destekler nitelikte bir wiki girişi de bulamadım. Konuya ilişkin Fatih Altaylı 2005 yılında şu şekilde bir açıklama getirmiş:
"Güney Afrika’da ırkçı rejimin hüküm sürdüğü ve bütün dünyanın bu nedenle Güney Afrika’ya ambargo uyguladığı yıllarda Turgut Özal, bu ülkeye bir dostunu yollar ve ticaret yapmanın yollarını arar. Ve ambargoya rağmen bu ülkeye mal sattırmaya başlar. Daha sonra ırkçı rejim yıkılır. Mandela serbest kalır. Ülkenin başına geçer. Mandela’nın çalışma arkadaşları ise ırkçı rejim döneminde iç savaşların ve çatışmaların hüküm sürdüğü çevredeki ülkelerde sürgünde bulunan Güney Afrikalılardır.
"Bunlar ülkenin yönetimine geçince Mandela’ya rapor sunarlar. Bu rapora göre Afrika ülkelerindeki iç savaşlarda kullanılan silahlar bu ülkelere Türkiye tarafından satılmaktadır. Daha doğrusu Türkiye, İsrail yapımı bu silahların satışına aracılık etmektedir. Bunun üzerine Mandela Türkiye’ye bir temsilci gönderme kararı alır. Ve bu konuyu Türk yetkililerle görüşmek maksadıyla Thabo Mbeki Türkiye’ye doğru yola çıkar. Ancak temsilci Mbeki Türkiye’ye sokulmaz bile. Havaalanında kısa bir görüşmeden sonra adam ülkesine geri yollanır. Ve ilişkiler büyük darbe alır. Daha sonra Mandela’ya verilen ödül ile bu yara onarılmak istenir ama iş işten geçmiştir."
Bu arada Atatürk Uluslararası Barış ödülünü de 2000 yılında kaldırmışız.

Şanghay'da Bir Ukrayna

Ukrayna'da birkaç gün öncesinde, unutulacağından adımız gibi emin olduğumuz gösteriler vardı. Göstericiler Başbakan'ın eski toprak AB'ye sırtını çevirip yüzünü Rusya'ya çevirmesine öfkeliydi. Gösteriler devam ederken Devlet Başkanı Yanukoviç'de uçağa atlayıp Çin'e gitmişti, sonra da Rusya'ya geçecekmiş! Çin gezisinde $8 milyar'lık yatırımı da garantilemiş.

Anlaşılan o ki; Ukrayna AB'ye sırtını döndükten sonra Şanhgay İş Birliği Örgütü'ne girmeyi kafasına koymuş. Birliğin ağır topları  ile teker teker yapılan anlaşmalar bu durumun ip uçları olsa gerek. Bakalım eski toprak Avrupalılar bu eksen kaymasına nasıl bir tepki verecekler?

5 Aralık 2013 Perşembe

Samsung'un Kayıkları

Hafta başında LPG'ye zam geldi.  LPG'ye ilk defa tek seferde bu kadar yüklü-30 kuruş %10'dan fazla- zam yapılmıştı. Zammın nedeni Arap tedarikçilerin fiyatları yükseltmesi olarak açıklandı. Bugün de Shell'in Samsung'a yaptırdığı Gaz taşıyıcı gemisinin tamamlandığına ilişkin bir haber vardı

LPG alternatif yakıt olarak çok daha ciddiye alınmaya başlanıyor. Bu durum petrol ve petrol ürünü üreticilerinin sinekten yağ çıkartma devrine girmiş olduğunu gösteriyor bize. 

4 Aralık 2013 Çarşamba

Chavez'in Memleketi Karanlıkta!

Dün Venezuella'da elektrikler kesilmiş. İster istemez vatandaşlar da bundan nasibini almışlar. Yönetim kesintiyi sabotaja bağlıyor. Pazar günü ülkede yerel seçimler yapılacak, muhaliflerin yerel seçimler öncesinde sabotaj yaptığı iddia ediliyor. Chavez'in ölümü için de suikast iddiaları hala araştırılıyor. Maduro'nun yeni yönetim gelene kadar 1 yıl süresi var, bakalım bu 1 yılda neler olacak Güney Amerika ülkesinde?
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/12/131204_venezuela_elektrik_kesintisi.shtml

Azeri Gazı Yunanistan Üzerinden İtalya'da

Yunanistan Transatlantik Gaz Boru hattı anlaşmasını onaylamış Azeri Gazı Türkiye ve Yunanistan üzerinden İtalya'ya ulaşacak.

Rusya-Ermenistan İlişkileri

Rusya; Petrol, doğalgaz ve elmas ihracatında Ermenistan için gümrük vergilerini iptal ettiği gibi 1000m3 gaz için olan fiyatı da $189 gibi cüzzi bir rakama çekmiş. Anlaşma Rus Devlet Başkanı Putin ile Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan arasında imzalanmış. Bunun yanında Rusya Ermenistan'a silah da satacakmış.

Rusya yeni dönemde diplomatik oyunu çok sert oynuyor; Gücünün farkında ve bunu da sonuna kadar kullanıyor.

Kuzey Irak Petrollerine İran'dan Bakmak

Haber'de Irak ve Suudi Arabistan'ın ABD-İran mutabakatı ile petrol gelirlerinin sekteye uğradığından bahsedilmiş. Tahran'ın 6 aylık süre zarfından OPEC'deki ağırlığının arttırması bekleniyor. Tabi bu durum Irak ve Arabistan'ın pastadaki payının düşeceği anlamına da geliyor. ABD'nin de petrol alıcısı konumunun gerilediği düşünülecek olursa Arapların ve Irak'ın kendilerine yeni alıcılar bulması gerekecek.

Toplantı Yeri: Çin

Bir kaç gün önce İngiltere Başbakanı Cameron Çin'e gitmişti, sonrasında ABD Başkan yardımcısı Joe Biden'in Çin'e gideceği duyuruldu. Bugün de son günlerde adını çokça duyduğumuz Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç Çin'e gidecekmiş. Ayrıca Ukrayna Hükümeti için verilen gensoru önerisi de reddedilmiş.
Toplantıda Japonya ile Çin'in yaşadığı gerilim konuşulacaktır.

3 Aralık 2013 Salı

Tayland: Tiyatro Değil, Uzak Doğu Sineması!

Bir önceki yazımda Ukrayna'daki gösterilerden bahsetmiştim, bu yazımda eş zamanlı olarak Dünya'nın bir diğer ucunda olanlara değinmek istedim, durağımız Tayland.

Tayland'da hava yaz havası, güneşli 28-30 derecelerde...

Asya-Pasifik ülkesinde hava iyi ama sular dalgalı, Hint Okyanusu coşuyor da coşuyor, Tayland'da gösteriler durmuyor. En son Hükümet yanlılarına da girişmiş göstericiler, Başbakanlık binasını da kuşatmışlar!

Peki Tayland'lının derdi ne?

Dert yolsuzluk, dert kepazelik...
Başbakan kendisinden önce başbakan olan kardeşini aklıyor ve kardeşinin Tayland'a yeniden dönebilmesinin yolunu açıyor. Siyaseten mal gibi bir durum, aile faciası, kokuşmuşluğun mor'u!

Eski başbakan/kardeş şimdi nerede? Nerede olacak Arabistan'da.

En son haber; Polis Başbakan'lık önündeki barikatı kaldırmış!

Peh peh peh...

Yani Kral diyor ki; Ben yokum, yiyin birbirinizi...

Peki sıkıntı bugünün sıkıntısı mı? Tabii ki değil...

Muhalefete bakıyorsun, iktidardan daha beter, onun gidişinin nedeni de yolsuzluk.

Nasıl bir tüyse; Şeytan tüyü müdür? Kaz tüyü mü? Yeniden muhalefetin başına getirmişler yolsuzluktan giden adamı. Çürümenin kokuşmanın hesabını siz yapın! Artık nasıl pis bir sistem varsa, dön dolaş yine aynı adam?!

Evet, ordunun sahibi Kral, Tayland'da illa ki duruma el koyacak ama ne zaman kim bilir? İşlerin böyle gitmeyeceği açık, anlaşılan "şartların olgunlaşması" bekleniyor.

Ve

Dünya; Ukrayna tiyatrolarında kapalı gişe oynayan oyunun hazzı ile gevşerken, asıl değişim Tayland'da oluyor!

Edit(05/12/2013): Tayland'da Kral'ın doğum günü dolayısı ile gösterilere ara verilmiş. Kral'ın açıklaması bekleniyormuş.

Ukrayna'daki Gösteriler

Ukrayna'da geçen haftadan bu yana gösteriler devam etmektedir. Nitekim gösterilere bizim medyanın da baya ilgi duyduğunu söylemek mümkün- başta bana çok garip gelmişti, ama şu an nedenini anlar gibiyim :D.

Neyse;  

Göstericiler Devlet Başkanı Yanukovych'in istifasını istiyorlarmış. Protestolar Başkanı'ın Avrupa Birliği ile imzalanacak olan anlaşmayı rafa kaldırma kararından sonra şiddetlenmiş. Hatta bir kaç gün önce hapisteki muhalif lider Timoşenko anlaşmanın ne pahasına olursa olsun imzalanması için kendisini feda da etmiş:S. Kıyamam ya :D...
Ancak ülkedeki muhalefet baya bölünmüş durumdaymış yani muhalefetin protestolardan pek bir şey çıkartma şansı yok.

Ukrayna'daki durum son 6 aydır Orta-Doğu'da yaşananlar, Suriye meselesi (Rusya'nın ağırlığı), ABD-İran arasında yapılan mutabakatla birlikte okunduğunda, yeni denge kurulumunun çekirdek ülkelerden çevre ülkelere doğru kaydığı görülür.

İlerleyen dönemde; Ukrayna'nın Yanukovych ile yola devam etmesi ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmesi beklenir. Her ne kadar Avrupa tarafından bu durum pek hoş karşılanmayacak olsa da, elden bir şey gelmez. Bölgenin yeni Ağası Putin!

Feminist okuyucu alınmasın ama zaten işin içine Femen "piss"lediyse gösterilerin varacağı pek de bir yer kalmamış demektir.  

Aklımıza gelmişken yazalım ayın 5-6'sında Kiev'de AGİT Zirvesi var, Rusya/Putin baya bir protesto yiyebilir, tabi reklamın da iyisi kötüsü olmaz :D...

Edit (07/12/2013): AGIT Zivesi tamamlanmış, zirvede herhangi bir sorun yaşanmamış, bir sonraki zirve İsveç'te yapılacakmış.Zirvenin ağırlıklı gündemi Balkan'larda yaşanan Balkan ülkelerinin durumu olmuş.

Brezilya Küçülmüş

Haberde bir de beklentilerin üzerinde küçülmüş deniliyor. BRIC grubundan hala beklentisi olanlar var mıdır? Varsa da ne tür bir beklentidir bu, adamların kaçıncı yandım mesajı çekişi Dünya'ya. Bekleyip görelim daha ne daralmalar yolda...

2 Aralık 2013 Pazartesi

Putin Telekulak İşini de Kotarır Mı?

NSA dinlemeleri uzun süredir dünya kamuoyunun gündeminde. Bugünkü bir haberde Rusya'nın telekulak (özel hayata karışma, kişisel görüşmelerin dinlenmesi, yazışmaların ele geçirilmesi) konusunda daha önceden de sunmuş olduğu çözümü yeniden AGİT(Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü)  gündemine getirmeyi planladığı ifade edilmiş. 

Rusya dinleme konusunda da baya ses getiren, dünya çapında başarılara imza atabilir,  buna hazırlıklı olmak gerekiyor! Son dönemde dünya gündeminde batı kaynaklı görünen?! ne kadar sorun varsa Rusya bir şekilde müdahil olup çözüme kavuşturan dünya lideri konumunda olmakta, bu önemli bir nokta!

AGİT zirvesi hakkında da bir not düşelim. Yapılacak olan AGİT zirvesi 5-6 Aralık'ta Kiev'de olacak, yani Ukrayna'da. Zirvede Rusya protesto edilirse hiç şaşırmam. Bilindiği üzere Ukrayna'da bugünlerde AB ile yapılacak anlaşmayı askıya alıp Rusya ile yakınlaşan Yanukoviç'e yönelik protestolar oldukça yaygın. 

Bakalım ne olacak? Bekleyip göreceğiz.

Sisi'ye Suikast İddiası

Sabah saatlerinde timetürk internet sitesinde Mısır'lı General El-Sisi'ye suikast düzenlendiği yönünde bir iddia vardı. Gün içinde iddianın devamı gelmedi, görünen o ki asparagastan ibaretmiş. Haberi gördüğümde şaşırdığımı itiraf etmek isterim çünkü Sisi'ye suikast'i kim neden yapsın diye sorduğumda cevap bulmam gerçekten zor oluyor. 

Sisi 2013 yılı temmuz ayında Mısır'da yükselen Mursi hükümeti karşıtı gösteriler sonrasında darbe yaparak başa gelmiş Mısırlı bir general. Darbe sonrasında İsrail ve Suudlar da kendisine destek vermiştir. Son dönemde Rusya Dış işleri bakanı ile de görüşmeler yapmıştı. Orta Doğu'da oluşan yeni dengeler düşünüldüğünde neredeyse tüm taraflar ile ilişkiler dengelemiş görünüyor. Dış ilişkiler açısından bakılacak olunursa Sisi'den şikayetçi taraf yok gibi.

Mısır kamuoyuna bakıldığında Mursi taraftarlarının Sisi'yi istemediği net ancak onların da bu tür bir girişimi yapmaları siyaseten intihar olacağı için bence alternatif bile değil. Durum böyle olduğunda bu tür bir asparagasın neden yayıldığı sorusu akıllara geliyor. 

Ne var ki yayılan asparagas Mısır'ın bugün kabul edilmiş yeni Anayasası ile ilgili olabilir, bir ihtimal yeni anayasadan rahatsız olan çevreler varsa Sisi'ye ve Anayasayı onaylayacak olan devlet başkanı Adli Mansur'a bir mesaj göndermek istemiş olabilirler. Durum böyle dahi olsa bu mesajın Sisi tarafından pek kaale alınacağını da sanmıyorum. Tabi bugünlerde Orta Doğu oldukça karışık, kime ne olacağı da bilinmez.

Çin'in Ay Macerası

02/12/2013 Pazartesi günü fırlatılan Chang-3 adlı Çinli ay keşif aracı başarıyla yörüngeye oturtulmuş. Proje kapsamında hedeflenenlerden bir tanesi de Ay yüzeyine yumuşak inişin gerçekleştirilebilmesi. 
Şu ana kadar ABD ve Sovyetler Birliği tarafından Ay'a 13 kez başarılı yumuşak iniş gerçekleştirildi. Chang'e-3'ün başarılı olması halinde, Çin Ay'a yumuşak iniş gerçekleştiren üçüncü ülke olacak.

Orta-Doğu'da Yeni Dönem

ABD ile İran arasında sağlanan mütabakat sonrasında İran ile bölge ülkelerinin diplomatik ilişkileri her geçen gün düzene girmeye başlamış görünüyor. 04/12/2013 Çarşamba günü Irak başbakanı Nuri El-Maliki ile Tahran'da görüşme yapılması planlanmış.

ABD-İran mütabakatı ve bunun yansımaları konusunda Prof.Dr. Hasan Köni bazı noktaların altını çizmiş. Hasan Köni konuşmasında anlaşmanın İran'ın Rusya'dan aldığı cesaret ile ortaya çıktığını belirtmiş.Anlaşmaya kızan İsrail'in tutumunun nedenini Filistin sorunu ile baş başa kalacak olması olarak okumuş, Suudi Arabistan'ın ise bölgedeki Sünni liderliğini kaybetmiş olmasından ötürü anlaşmaya sıcak bakmadığını işaret etmiş.

Mısır'ın Yeni Anayasası

Habere göre; Onaylanan anayasa 03/12/2013 Salı günü Devlet Başkanı Adli Mansur'a teslim edilecekmiş. Kabul edilen yeni anayasaya göre, anayasanın yürürlüğe girmesinden itibare 30 gün içerisinde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 6 ay içerisinde de milletvekili seçimi yapılması gerekiyor. 
Mısır'ın kaderi de 2014 baharına kitlendi anlaşılan, 2014 baharında kartlar kim bilir nasıl dağılacak?

30 Kasım 2013 Cumartesi

Göçmenlik konusu

İngiltere Başbakanı David Cameron ile Avrupa Birliği Komisyonu arasında AB vatandaşı oldukları halde! göçmenlerin İngiltere'de serbest dolaşımına ilişkin tartışmaların arttığını görüyoruz. Konu tüm Dünyan'nın sorunu olan işsizlik, yoksa gezip tozan harcayan turiste kimsenin bir şey dediği yok! Ama iş istedin mi buz gibi soğurum senden deniliyor?

Hatırlanacağı gibi daha önceki bir yazımda Almanya'nın iş ekonomisindeki farklı bir gelişmeden bahsetmiş, Almanya'da geçici statülü işlerin arttığı bu durumun görünürde işsizliği düşürdüğü ancak bir yandan da işlerin azalmasına neden olduğunu belirtmiştim.

Göçmenlik sorunu sadece İngiltere ya da AB sorunu değil Guardian'da çıkan haberde Arap din kardeşlerimizin de ülkelerindeki 2 milyona yakın göçmen işçiyi-çoğunluk Etiyopyalı- sınır dışı etmeye çalıştıklarını söylüyor. Nedeni ise çok tanıdık; Arap kökenlilerin işsizliği!

Dünya'nın halihazırdaki gidiş hattına baktığımızda göçmenlik konusun uzun bir süre ülkelerin gündemini işgal edeceği görülüyor. İnsan ister istemez soruyor; Ekonomide Neo-Ulus devletler dönemine mi giriliyor diye?

Amerikalı General'in Afganistan Özrü!

ABD'li general Joseph Dunford geçtiğimi haftalarda Afganistan'ın Helmand bölgesinde  İHA(Drone)'lar tarafından yapılan, bir çocuğun ölümü, bir kadının da yaralanmasına neden olan NATO operasyonu dolayısı ile Afganistan devlet başkanı Karzai'den  NATO adına özür dilemiş. Bir kaç gün önce ABD'nin Afganistan'daki varlığının geleceği'nden. Komplo teorisi gibi olabilir ama bana ABD kendini kendi eli ile zor durumda bırakıyor gibi geliyor, nedense bana ABD Dünya'nın Ağa'lığını bırakacak gibi geliyor. 

Edit(02/12/2013): Karzai ABD'nin Afgan Güvenlik güçlerine yakıt vermemesinden yakınmış, ABD durumun gecikme ile ilişkili olduğunu söylese de bunun güvenlik anlaşmasında bir baskı unsuru olarak kullanıldığını söylemiş Afgan yetkililer. 


ABD-İsrail Tatbikatı

Bilindiği gibi ABD-İsrail yakınlaşmasının ardından İsrail ile ABD ilişkileri gerilmişti. Haber'de 2014 Mayıs'ında ABD'nin İsrail ile ortak bir tatbikat yapacağı belirtiliyor. Yapılması planlanan ortak tatbikat daha öncekilerden çok daha kapsamlı olacakmış. Ayrıca tatbikatın tam da Nükleer konusundaki geçici mutabakatın sona erecek olduğu (6 ay süreli ) Mayıs ayına gelmesi manidar. Görünen o ki 2014 Baharı oldukça sıcak geçecek!

29 Kasım 2013 Cuma

Afrika'da Paris Yeniden

Gündemi her ne kadar ABD-İran yakınlaşması, Suriye'deki iç savaş ve Rusya'nın Akdeniz'deki gövde gösterileri işgal ediyor olsa da çok uzak olmayan yerlerde farklı gelişmeler de oluyor. Makale Fransa'nın Afrika'daki eski sömürgelerine Holland politikaları ile yeniden dönüş yaptığından bahsediyor.

Bilindiği gibi son 10-15 yıldır Çin'in Afrika'da çokça yatırımı mevcut, ne var ki eski kolonial Fransa Afrika'yı Çin'e kaptırmamakta kararlı. Bu durum akıllara ABD ile Fransa'nın Libya'da Kaddafi rejiminin devrilmesinde oynadığı rolü de getiriyor. İnsan ister istemez düşünüyor acaba ulus devletler tarihi yeninden tekerrür ettirmek konusunda bir anlaşma içine mi girdiler? Sanırım 1.Dünya savaşı öncesi dünya haritalarını yeniden inceleme zamanı geldi de geçiyor!

Sabır

Konu bizim sabırlı ya da sabırsız olmamızdan çok, sabırsız olmamızı bekleyen çok fazla kişinin olmasıdır. 
atk

Nation, Religion, King =? Thailand

Monarşi ile yönetilen Asya'nın en kilit yerlerinden birinde yer alan Tayland'da yolsuzluğa gelen af sonrasında her geçen gün yeni olaylar oluyor. Bugün de göstericiler Ordu karargahını basarak protesto eylemi yapmışlarGöstericiler/muhalifler bu gösteri ile Kral'a bağlı olan ordunun meclisten çıkan bu karar karşısında tarafını belli etmesini istemişler.

Kişisel görüşüm ordunun hadi Kral diyelim biz, bu durumda muhaliflerin de iktidarın da yanında olmayacağıdır, en azından baya bir süre... 

İşin nereye varacağını gelecekte görebileceğiz. Ancak olayların neden bu şekilde geliştiği ya da geliştirildiği, Başbakanın bu tür bir yükün altına kimler tarafından ve neden sokulmuş olduğu, muhalefetin neden hükümetten de beter durumda olduğu da üzerinde derin derin düşünülmesi gereken konulardır! 

Edit(02/12/2013) : Gösteriler Tayland'da okulların tatil olmasına neden olmuş.

Neo-Titanic

Haberi gördüğümde aklıma ilk gelen şey Titanic oldu.

1912 yılında İrlanda tersanelerinde tamamlanarak denize açılan, asla batmaz?! denilen; Ne var ki ilk seferinde Atlantik'te bir buz dağına çarparak sulara gömülen ve 1500 küsür kişiye mezar olan Titanic...

Umarım sonu böyle olmaz ama başlangıcı sanırım öyle olacak, Çokça ŞaŞalı!

ABD-İran Yakınlaşması ve ABD'nin Afganistan'daki Askeri Varlığı

Önümüzdeki dönemde dış politika konusunda takip edilmesi gereken iki konu var. Bunlardan ilk ABD ve İran arasında Uranyum zenginleştirme işleminin sınırlandırılması.Alınan karar gereği İran'ın konuda iyi niyeti 6 ay süre ile takip edilecek bu süre zarfında gelişmeler uygun görülürse İran'a uygulanan yaptırımların sonlandırılması söz konusu olacak.

İkinci önemli konu Afganistan'daki ABD askeri varlığı. Birkaç gün önce Afganistan başkanı Karzai ile ABD arasında ABD'nin Afganistan'da kalması karşılığında istenen tavizler konusunda anlaşmazlık ortaya çıktı, bu anlaşmazlığın devam etmesi durumunda ABD'nin Afganistan'daki askerlerini geri çekmesi söz konusudur.

28 Kasım 2013 Perşembe

Message Politics?!

Mesaj çeken çekene, ilim de bilim de bahane...
Herkes 140 karakterlik mesaj'daki,
Sabun köpüğünden karakter olma derdinde! 

Hizbullah, Lübnan ve Suriye

Hizbullah, Lübnan ve Suriye ilişkilerinin ne kadar derin olduğunu  göstermesi açısından önemli bir haber: Lübnan Ziraat Bakanının oğlu Hizbullah ile birlikte Suriye Rejimi savunmasında savaşırken öldürülmüş. Bu haber bir diğer yandan Orta-Doğu'da devam eden savaşın aslında ne derece ciddi olduğunu göstermesi açısından da önemlidir. 

27 Kasım 2013 Çarşamba

Almanya ve "İş" hk.

Haber işler hakkında. Almanya ekonomisinin günümüzde ilginç bir durumla karşı karşıya olduğundan bahsedilmiş. Bu durum; Almanya'da çalışan sayısının artmasına karşın, işlerin azalması! 

Düşünüldüğünde çelişkili görünen durumun nedeni olarak, işlerin her geçen gün daha fazla geçici statülü hale geldiği gösterilmiş! Almanya 2008 yılındaki Küresel Kriz sonrası en iyi toparlanma sağlayan Avrupa ülkelerinden bir tanesi. Hatta Dünya genelinde düşünüldüğünde sosyal devlete yaslanan ekonomi konularında öncü gösterge olarak okunabilecek bir ülke. Yani Almanya'da ortaya çıkan durumlar gecikmeli olarak diğer ülkelerde ortaya çıkmakta.

İşsizlik hali hazırda dünya genelinde kabul edilen ekonomik sistemde yönetilen bir unsur ancak burada "işlerin biçim değiştirmesi" durumu ekonomik büyüme ve üretim açısından düşünüldüğünde acaba durgunluk ve düşük büyüme rakamlarını göreceğimizi mi işaret etmekte? Yani artık uzun süreli yaptıracak pek bir iş kalmadı mı denilmekte??

25 Kasım 2013 Pazartesi

Call to Serenity

ABD'nin Suriye politikasındaki değiştirmesinin ardından Rusya ile yakınlaştığı günler 2013 yaz aylarının en sıcak günleriydi. O tarihlerde kimsenin aklından geçmeyecek konulardan birisi ABD ve İran arasında diplomatik ilişkilerin bu kadar kısa sürede düzelmeye başlayacağıydı.Gelişmelere Arap'ların ve İsrail'in tepkisi oldukça sert oldu, halen de sular durulmuş değil. Ama bugün ajanslara düşen bir haber, süreçte pek adı geçmeyen İngiltere'nin de konuya bakışını görmemizi sağladı. Haberde İngiltere; İran ABD-İran yakınlaşmasına engel olmaması konusunda İsrail'i uyardığı yazıyor.Pek tabii, bu uyarının gerisindeki politikayı da insan ister istemez merak ediyor. 

9 Kasım 2013 Cumartesi

Sevmezdim Şiiri

Sevmezdim şiiri,
Felsefe okurum kendimi bildim bileli...
Okumak pek güzel insan öğrenir, bilir birçok şeyi...
Sonra yazmaya bulaştık bir yerinden,
Bildiklerini öğrendiklerini ya da düşündüklerini not etmek,
Toplamak, işlemek, biriktirmek yeniden üretmek...
Bambaşka bir güzellik yazmak!
Sözü anlayınca anladım şiiri...
Yani asıl asil olanı,
Okumanın yazmanın olmadığını,
Dilediğini dilediğin gibi diyebilmeyi,
İçindeki heyecanı iletebilmeyi,
Kelime dizmeyi değil, sözü söylemeyi...

Adaletin İntikamı...

Tacir Shylock mahkemede 
Kabul etmez 3000 duka borca karşılık 6000 duka ya da 10 katı para...
Belli ki adalet değil umurunda.
Yakalamış ya bir yerinden Antonio'yu
Kullanacak adaleti aklınca,
Adalet yoksa olmuyor zenginlik,
Ya da ticaret, çok iyi öğrenmiş Venedik ta o zamanlar. 
Mahkeme de çaresiz şehri yönetenler de,
Çıkar yol yok kesilecek Antonio... 
Antonio neredeyse bayılacak
Zaten metanet mi kalır adamda, 
Ne demek kalbe yakın yerden 1 kilo et??
Bıçak bilenir homurdana homurdana,
Amma öyle kolay da değil cana pıçak çalma...
Mangal gibi yürek olacak adamda,
Tacirliğe benzese keşke!!!
Beklerken çıkar bir avukat yamağı ortaya,
Savunacağına aklı yatmış belli ki?
Sübyan oğlan kılığında avukat Portia,
Önce adaletli olanı teklif eder Shylock'a
Shylock'un umrunda mı atmış düğümü,
Gövde gösterisi pek güzel, 
İntikamdan da çıkmış iş...
Tam keseceği anda, 
Portia haykırır
Söz değil midir hukuk diye!! 
Madem yazılana uyulacak,
O zaman yazılanın dışında da bir şey olmayacak!!
Yazmaz kağıtta kan akıtma bedeli...??
1 kilo eti -ne bir gram eksin ne bir gram fazla- al git kan akıtmadan...
Akarsa kan, cana da kasıt olacaktır.
Eksik hesap döner geri,
Yahudi anlar ki kasaptan et almaya benzemez bu iş...
Romalı 600 yıl yazmış hukuku,
Yetirememiş kağıdı parşömeni...
Kanı akıtmadan nasıl alacak eti??
Kanı geçtik işin bir de darası çıkmaz mı??
Of ki ne of...
Al sana kör düğüm çözebilirsen çöz!!
Çözülen düğüm atanı düğümler bir anda!!
Para işi kolay...
Alınan belli satılan, hukuk öyle mi?
Düğümü yeyince para da anlaşalım vaz geçelim bu işten dese de... 
Antonio'nun hakkı işlemeye başlar şimdi de...
Adalet mi hukuk mu?
Ya Hak'ka dönmek kolay mı?
İntikamın adaletinden 
Adaletin intikamına!!

ahmettolga

1 Kasım 2013 Cuma

Webster - The Information Society as Post-Industrialism

Webster, Daniel Bell ile ilgili bölüme, bilgi toplumu teorisyenlerinden Alvin Toffler'in kitaplarında birçok konuyu ele alırken kaynak göstermemiş olması konusunda eleştirerek başlamıştır. Ardından Daniel Bell'in IT/ICT konusuna nasıl yaklaştığını detaylı olarak anlatmaya girişmiş, Bell'in çıkarımlarını hızlı varılan sonuçlardan oluşması noktasında eleştirmiştir. Bell, IT/ICT konusunda, gelecekten haberler vermiş  artık toplumların(insanların) bu teknolojiler sayesinde daha rahat yaşayabileceğini, çalışanların çok daha az soruna kafa yorarak hayatta kalabileceklerini, eğlenmek gezmek için herkesin daha fazla zamanı olacağını müjdelemiştir(?!). 

Bell toplumun farklı ve birbiri ile kesişen 3 dünyadan oluştuğunu belirtmiş, analizlerini bu dünyaların IT/ICT ile ilişkilerini incelemek üzerine oturtmuştur. Bu dünyalar kültürel dünya, ekonomik ve sosyal dünyadır. Webster, Bell'in konuya evrimsel baktığı iddialarını kabul etmiyor, Bell'in yaklaşımının evrimsel yaklaşımdan daha ileri olduğunu belirtiyor. Ancak Bell'in endüstri sonrası toplumu 3 farklı dünya ile anlamaya çalışmasının konu hakkında birçok noktayı gözden kaçırmasına neden olduğunun altını çizmiştir.

Webster, Bell'in çalışmasında çok genel ve yuvarlak öngörüler yaptığına değinmektedir. Bell, işleri(work) (extractive, fabricative, informative) şeklinde kategorilere ayırmış, IT/ICT ile birlikte işlerin ağırlığının git gide hizmet sektörüne kayacağını, üretim ve tarım sektörlerindeki istihdamın düşeceğini öngörmüştür. Bell'in sağlık gibi hizmetleri doktorların para için değil insanlık için yapmaya başlayacağı gibi ütopik öngörüleri de olmuştur.

Bell IT/ICT'nin istihdamda yaratacağı değişikliklere ilişkin öngörülerini ağırlıklı olarak Amerika üzerinden kurgulamıştır, ne var ki Webster aynı dönemler için istihdam verilerinin diğer ülkelerde hiç de Bell'in öngördüğü şekilde olmadığının altını çizmiştir. Webster Kumar'a atıf yaparak Bell'in incelemesindeki temel eksiklikleri "bilginin artan önemini kabul etmek başka, bunun yeni bir toplum yaratacağını söylemek başka" sözü ile özetlemektedir.

31 Ekim 2013 Perşembe

Sizinle Oynamak ne kadar da zevkli..!!.

Sizinle oynamak bir zevkti!!!

Aracını/Araç'ını park et, gel burada araçların üzerinden hopla....

Arabaların yarattığı "Trafik Sorunu"nun farkındalığına varırken Araba kazanma şansı yakala!!


Arap saçını geçerken de çek pampa!!

Yaparsın sen KUrban

Son kayıt 1 Kasım, ilk tweet 12 temmuz... 

Anca açtık naparsınız...

"Yazın Hareketine Değil, Koşunun Ritmine Kapıl"!!

"Formunu Koru Sen Bize Lazımsın"

"Gölgeni Geç"!!

Sizinle oynamak zevk veriyor, KUrban İstanbul'lular!!

28 Ekim 2013 Pazartesi

Kumar Krishan - From Post-Industrial to Post-Modern Society


The Revival of Post-Industrial Society 

Kumar, entellektüel düşünce dünyasında kullanılan sembollere dikkatli yaklaşmak gerektiğine değinmiş, 60 lar ve 70 lerde Daniel Bell, Peter Druker, Alvin Toffler gibi düşünürlerce popülerize edilmiş olan "Post-industrial society" kavramının da dikkatle incelenmesi gereken bir kavram olduğunun altını çizmiştir. Endüstri sonrası toplum teriminin bilgi toplumu(information society) teriminden dönüştüğünü, 1960'ların gelişme ve ilerlemeye ilişkin optimistliğinin yerini karamsarlığın aldığı 70’li yıllarda (73 petrol krizi) her eksimden düşünürün "post-industrial society" ve “information society” kavramları üzerinde fikir yürütmeye başlar hale geldiğini, birçok düşünürün yeni gelişmekte olan bu teknolojilerin toplumdaki her kesime ciddi etkilerinin olacağını, bu teknolojiler sayesinde büyüme ve verimliliğin artacağı, insanların daha da özgürleşeceğine ilişkin düşüncelerin yaygın olduğuna değiniyor, aynı dönemde post-modernizm kavramının da ortaya çıkmış olduğunu belirtiyor.

Kumar çalışmasında, genel hatları ile 70 ve 80’lerde yaygın olan “bilgi toplumu” ve “endüstri sonrası topluma” ilişkin 3 teori üzerine yoğunlaşarak, neden bu teoriler ve teorilerin farklı şekillerinin sürekli gündeme getirildiğini, gelişmenin yeni fazlarına geçileceğine ilişkin inancın nereden kaynaklandığını, düşünce dünyasının neden bu derece bitişlere ve yeni başlangıçlara şartlandırıldığını anlamaya çalışmaktadır.

The Information Society

Kumar, 40 ve 50'li yıllarda cybernetics kavramı ortaya atan Weigner'in "information" kelimesine yüklediği anlamdan yola çıkarak aslında "information" bir ideoloji olduğuna , bilgisayarın batının askeri ihtiyaçları için ne derece önem arz ettiğine, 2.dünya savaşı sonrası Amerikan ordusunun artan iletişim ve kontrol ihtiyaçlarına (farklı kıtalarda yayılma durumu) parmak basmıştır. (IT/ICT'nin) her ne kadar askeri çıkışlı olsa da, bu durumun bu teknolojilerin başka kullanım alanları olmadığı anlamına gelmediğini, ancak çıkış noktasının teknolojinin ardında yatan motivasyonları ve onu şekillendiren güçleri anlamak için önemli olduğunu belirtmiştir.

Kumar, Daniel Bell, Alvin Toffler, Tom Stonier ve Yoneji Masuda gibi çoğu popüler düşünürün "information society" kavramına ilişkin ne tür anlamlandırma çabaları olduğuna, ne gibi öngörüler yaptıklarına değinmiş, düşünürlerin çalışmalarında ve öngörülerinde bilginin (information) her şeyi değiştireceğine ilişkin iyimser yaklaşımlarını eleştirmiştir.

Old and New: Work in the Information Society

Kumar bilgi teknolojilerinin üretimde, günlük yaşamda, akademik hayatta birçok değişiklikliğe neden olduğununu kabul etmiş ancak bu teknolojilerin yaşamın birçok alanında ciddi anlamda önem kazanması durumu ile yeni bir devrim oldukları ya da yeni bir toplum yarattıkları fikri arasında büyük fark olduğunun da altını çizmiştir. “İnformation society” düşünürlerini tarihsel vizyonsuzlukla eleştirmiş, bilgi teknolojilerinde yaşanan değişimin aslında uzun bir dönemden beri endüstri devriminin evrimleşmesi olarak Fordizm(üretim bandı) ve Taylorizm(bilimsel yönetim) devamı olmanın ötesinde olmadıklarını iddia etmiştir, bu hususta Beniger’in “the control revolition” kavramına atıf yapmıştır. Bilgi toplumu teorisyenlerince bahsedilenlerin yeni şeyler olmadığını, bu durumun 1900’ler başında ortaya çıkmış olan kontrol krizinin devamı olduğuna değinmiştir. Bilgi toplumu ve bilgi teknolojileri konularının temelinde “kontrol krizi” olduğu konusuna Webster de değinmiştir. Kumar bilgi toplumu teorisyenlerinin iddia ettiklerin gibi “yeni teknolojiler” ve “bilgi toplumu” ile işlerin dönüşeceği, işçilerin bilgisayarlar sayesinde daha yaratıcı işlere yönelebileceği türündeki argümanları eleştirmiş, pratikte bu öngörülerin gerçekleşmediğini dile getirmiştir.

Politics adnd Markets

Bu bölümde, IT/ICT konularında devletlerin kontrolü ellerinden hiç bırakmamış olduklarını, hatta yeni teknolojileri kontrol amaçlı kullandıklarını, bu teknolojilerin gelişmesinde askeri endüstrilerin ve karar alıcılarının önemli rolü olduğunu ifade etmiştir. IT/ICT konusunda askeri ve devletsel olmayan gelişmelerin ise büyük uluslararası firmaların pazarlama ve diğer ihtiyaçları doğrultusunda ilerlediğini belirtmiştir. Uluslararası şirketlerin bu teknolojileri ne tür amaçlarla ve nasıl kullandıklarını anlatmıştır. Bu çerçevede IT/CT’nin aslında hedefleri/amaçları devletler, askeri endüstriyel yapılar ve uluslararası şirketlerce belirlenen hedefler doğrultusunda doğmuş ve gelişmekte olan teknolojiler olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Kontrole ilişkin

Zaman içerisinde toplulukların kontrolu önem arz etmektedir, kontrolün sağlanabilmesi için devreye “informatin”, “knowledge” ve “social science” girmektedir, bu araçlar sayesinde git gide kompleks hale gelen ekonomik ve politik operasyonlar daha kolay kontrol edilmekte ve yönlendirilmektedir.

Cehl?

Cahil olan ve cahil bırakıldığını bilenler...
....
Cahil olmayan ve cahil olmadıklarını düşünenler...
....

Castells - The Rise of The Network Society

Technology, Society and Historical Change

Castells anlatımında bilgi teknolojilerinin (information technologies) ABD'de askeri kararlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkmış olduğunu belirterek, rönesans Avrupası, Çin, Japonya gibi ülkelerin teknolojiye ilişkin tarihlerinden örnekler vermiştir. Buradan yola çıkarak da teknoljik gelişimin ilgili ülkede yer alan dönemin hakim bürokratik ve kapitalist güçlerinin konuya bakış açısına göre değişim gösterdiğini anlatmıştır. Halihazırdaki teknolojik devrimin? (IT/ICT) tarih boyunca gerçekleşmiş olan devrimlerinden çok farkının olmadığını ve günümüzde aynı güçlerin kapitalizmi yeni araçlarla yapılandırdıklarına değinmiş, günümüzde oluşan yeni toplumun (“bilgi toplumu” ?) aslında kapitalizmin ülkeden ülkeye değişen yeniden yapılanma, bilginin yayılması sürecinin bir eseri olduğunu vurgulamıştır. 

Castells dünya çapında birçok farklı formda yeni bir sosyal yapının ortaya çıktığını bunlar arasındaki varyasyon farklarının kapitalizmin aşamalarındaki kültürel ve tarihsel farklılıklardan kaynaklandığını, yeni sosyal yapının yeni gelişme biçimleri, “informationalizm” ve yeni kapitalist üretim biçimleri incelenerek anlaşılacağına değinmiştir. Oluşmakta olan yeni toplumsal yapının birçok farklı formdan oluştuğunu, ve bu farklılığın nedenlerini de kapitalizmin ülkeden ülkeye farklı varyasyonlarının olmasına yormuştur.

Üretim biçimlerini, üretimin sosyal ve yapısal bağlamlarda incelenmesi gerektiğini vurgulamıştır, argümanlarını desteklemek için yapısalcılık sonrası akımlara başvurarak Foucault'un gücün kurumsal doğasına ilişkin yapmış olduğu yorumlarını kullanmıştır. Ancak Foucault gücün doğasını anlatırken gücün doğasını, yapılardan topluma difüze olacağı şekilde açıklamışsa da burada Castells'in yapısalcılık sonrası okuması sıkıntılıdır. Şöyle ki; Castells yeni teknolojilerin yapılara  düffüzyonundan söz etmektedir, bu teknolojinin yapıları değiştreceğini ve yeniliğin topluma diffüze olacağını iddia etmiştir, hatta bu iddiayi daha da ileri götürüp bu diffüzyonun yeni bir toplum yaratacağını söylemiştir. Ne var ki Foucault ve yapısalcılık sonrası çözümleme ile ilgilenen düşünürler güç ve güç yapılarını birlikte inceleyerek gücün doğasını güç-yapıları üzerinden çözmektedirler.  Ancak  bilgi teknolojilerinin güç-yapıları içerisindeki uygulamalarına bakıldığında bu  teknolojilerin getirmiş olduğu yenilik unsurlarının güç tarafından seçime tabii tutularak var olan  yapılarla eritildiği – yapıların güncellenmesi - geriye sadece “yeni güç yapıları” kaldığı bilinmelidir. Durum bu şekilde yorumlandığında - yapısalcılık sonrası akımına atıf yaparak - aslında anlamın – [teknolojinin getirdiği değiştirici yenilik unsuru (Castells’in iddia ettiği gibi özgürlük getirecek olan, yeni toplumu yaratacak olan) da diyebiliriz] - yok olmuş olduğunu söyleyebiliriz, geriye kalan sadece yenilenmiş kurumsal yapılardır - güç yapıları, kapitalist yapıları, vs.-  Başka bir yapısalcılık sonrası eleştiriyi Capurro’nun “On the Genealogy of Information” adlı makalesinde dikey ve yatay iletişimin  yapılarına getirdiği eleştirilerde de görmek mümkündür.

Informationalism  and  capitalist  perestroika
Castells, “informationalist kapitalizim” kavramını ortaya atmaktadır, günümüzde kapitalizmin küresel ölçekte kendisini yeninden yapılandırırken topluluklarının/toplumların ve sosyo-ekonomik yapıların bu sürece dahil edildiğinin altını çizmiştir. Toplumlar içerisindeki sosyal münasebetlerinin ve yaşayan formların gelişme ve üretim biçimleri ile doğrudan ilişkilerinin olduğuna değinmiştir. 
The  Self  in  the  Informational  Society 


Kimliğin sosyal bir aktörün kendini anlaması, kendi anlamını çevresinde gördüğü ve öğrendiği özellikler(attributes) arasından yaptığı seçimler ve bu seçimler dışında kalan özelliklerin dışlanması şeklinde oluşturduğunu belirtmiştir. Gelişmekte olan iletişim teknolojilerinin sanal topluluklar yaratıyor, farklı insanların ve kültürlerin birbirleri ile iletişime geçme şansını tanıyor olmasına rağmen bu durumun yeni kimliklerin ortaya çıkmasına neden olmadığını, aksine küreselleşme ile kimlik arasındaki mesafenin her geçen gün daha da açılmakta olduğunun altını çizmiştir. Bireyin kendisini her geçen gün daha da yalnız hissetmeye başlamış olduğunu, benliğin kendisini kaybetme aşamasına geldiğini vurgulamıştır. Avrupa'da yaşanan kimlik krizine değinmiş, Avrupalı milletlerin küreselleşme içerisinde kimliklerinin gitgide silikleştiği hissine kapıldıklarını bunun da Avrupa toplumlarında ırkçılık ve yabancı düşmanlığının artması sonucunu doğurduğunu ifade etmiştir. 

19 Ekim 2013 Cumartesi

18 Ekim 2013 Cuma

Which links up the Rest...

"Do  you  think  me a  learned,  well-read man ?"
"Certainly, "  replied Zi-gong.  "Aren't  you?"
"Not at all," said  Confucius.  "I  have simply  grasped one thread which links up the rest."

Sima Qian,  "Confucius"

Information Kelimesinin Kökenine İlişkin

Rafael Capurro "On The Genealogy Of Information" isimli çalışmasında; İlk olarak "information" kavramının geçmişine ilişkin inceleme yapmış, "informa" kökenli kavramın zaman içerisinde ontolojik anlamlarının silikleştiğini, bilgisel anlamının kullanılmaya devam ettiğini belirtmiştir. Kavramın yorumlamaya ilişkin anlamını vurgularken, anlamın oluşturulması ve taşınması konularının da önemine dikkat çekmiştir.  Konuyu anlamın yorumlanması, oluşturulması ve taşınması olarak ele aldıktan sonra "information" kavramının seceresini incelemeye girişmiştir. İnsanlar tarafından kullanılan mesajların farklı güç yapıları ile kurdukları ilişkileri incelemiş, bu sayede de günümüz ve geçmiş güç yapıları -mesajların nasıl oluştuklarını, nasıl yorumlandıklarını ve nasıl taşındıklarını belirleyen yapılar- hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmıştır. 

Capurro öncelikle Antik ve Orta Çağlarda mesaj ve "mesaj taşıyıcı" kavramlarının yatay ve dikey yapılardaki anlamını ve değişimini incelemiş, "angelia (melek, mesaj tasiyan)" kelimesinin - ki dikey bir yapıyı işaret etmektedir, gücün sözlerinin/mesajlarının angelia tarafından daha aşağıdakilere iletilmesi- zamanla logos (akil) kelimesine dönüştüğünü tespit etmiş, "logos" kelimesinin bilginin kişilerin birbirleri ile konuşması iletişimi ile öğrenmeye işaret ettiğini gözlemlemiştir. Burada "logos" dikey bir yapı olan "angelia" ya göre yatay bir yapıyı temsil etmektedir. 

Capurro yukarıda anlatılan çerçevede günümüz teknolojilerini incelemiş, kitlesel medya ve bilgi alma araçlarından daha yatay olduklarını iddia eden araçlara bir evrimleşme olduğuna ilişkin görüşlere eleştirel yaklaşmış, bu yapıların her ne kadar yatay olarak görünseler de aslında içerilerinde ciddi anlamda dikey unsurlar taşıdıklarını ifade etmiş ve günümüz iletişim dünyasını anlamaya yönelik ciddi sorular ortaya atmıştır.